Kibirli Liyakatsızlar, Yargının Korumasında Mı?

KAMUOYUNUN DİKKATİNE

Denizli’de 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’nin ardından, önce vekaleten sonrasında asaleten Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü’ne atanan Prof. Dr. Hüseyin Bağ, Bereketli İmam Hatip Ortaokulu’nda öğretmen olarak görev yapan eşi Derya Bağ’ı, ilk etapta Pamukkale Üniversitesi İslami İlimler Enstitüsü’ne Enstitü Sekreteri, ardından Dil Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne bilgisayar işletmeni olarak görevlendirilmesini sağladı.” Rektör Bağ, eşini “Göreve yetkin olduğu için getirdiğini” belirtti. Bu haber sonrası Sayın Bağ haber ile ilgili olduğunu düşündüğü herkese husumet gütmeye başladı. Öğretim Elemanları Sendikası olarak , tüm hakkı yenen insanlar adına, söz konusu atamanın liyakatli bir atama olmadığını belirttik. Dönemin siyasileri de konuya eğildi ve ilgili merciler tarafından gerekli işlemler yapıldı. Elbette bu durum Sayın Bağ’ı oldukça rahatsız etti.

YÖK tarafından açılan soruşturmalar ve davalar da gösterdi ki, söz konusu kişi hukuken de sorunlu ve soru işaretleri ile dolu bir dönem geçirmiş. Yerel basında yer alan haberleri Sendika Genel Başkanı olarak hesabımdan verdiğim için “Eski bir rektör olarak, itibarım zedelendi, hakaret ve iftira atıyor.” diyerek şikayetçi olmuş.

Gelinen bu noktadan sonra ise toplumu yakından ilgilendiren ve çözümü oldukça kolay olan bir sorun yaşadım. Şimdi okuyacağınız iki ayrı olay devletimizin ve kamuoyunun nezdinde önem teşkil ediyor: 1- Ortada Danıştay kararı ve derdest davası varken eski rektör nasıl olur da Denizli’de dosya açtıracak kadar rahat adım atabiliyor? İddialar Denizli özelinde bitmiyor. Siyasi kavgalar sebebi ile olayların daha da derinleşeceğini düşünüyorum. Konuyu da ilgili kurum ve kuruluşlara aktaracağız. 2- Denizli Savcısı tarafından “sorulacak soru” dahil her şey hazırken, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nda görev yapan bir savcı nasıl olur da süreci uzatmaya yönelik, kolluk kuvvetlerini ve vatandaşı da mağdur eden bir yazıya imza atar? SEGBİS ile “talimat” savcısı veya refiki üzerinden ifade alınması yarım gün hatta 1 gün sürebilir. Peki, o ildeki savcı huzurunda ifade alınması 5 dk. sürerken, bu zulüm neden işlenir?*Yeni yasama döneminde düzeltilmesi gereken 2 sorunun çözümünü bizatihi yaşadım. Bu sorunlara özgü kanun tekliflerini gerekçeli olarak hazırlayacağız. Asıl mesele değerli yargı mensuplarımızın Fetövari işlere sıfır tolerans gösterip göstermemesi olacak. Hakim ve savcı yardımcılarının görevlerini liyakatli bir şekilde yerine getirmeleri bu anlamda çare olabilir.

Ez cümle, atılacak adımları yakından takip edeceğiz ve tüm vatandaşlarımız adına inşallah çözüme katkı sunacağız.

Saygılarımla…

Exit mobile version